Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | finans kurumu | financial institution i. | ||
What happened showed that the Bank is not just a financial institution but also a political playing field. Yaşananlar, Banka'nın sadece bir finans kurumu değil, aynı zamanda siyasi bir oyun alanı olduğunu gösterdi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | finans kurumu | finance house i. | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | finans kurumu | finance house i. | ||
Ticaret/Ekonomi | finans kurumu | financial organisation i. | ||
Ticaret/Ekonomi | finans kurumu | financial organization i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | özel kesim ihracat finans kurumu | private export funding corporation i. |
Ticaret/Ekonomi | uluslararası finans kurumu | International Finance Corporation i. |
Ticaret/Ekonomi | uluslararası finans kurumu | international financial corporation i. |
Ticaret/Ekonomi | uluslararası finans kurumu | international finance corporation i. |
Ticaret/Ekonomi | paris, brüksel ve amsterdam borsalarının birleşmesi ile kurulan bir avrupa finans kurumu | euronext i. |
Ticaret/Ekonomi | fon sağlamayıp kredi veren bir finans kurumu vasıtasıyla, farklı bir ülkede bir şirketten diğerine verilen (kredi) | back-to-back s. |
Law | ||
Hukuk | özel finans kurumu | private financial house i. |
Hukuk | özel finans kurumu | private finance house i. |
Politics | ||
Siyasal | küresel finans kurumu | global financial institution i. |